4 Eylül 2010 Cumartesi

Hiddink: Bizden Önceki Adam

Maçtan bahsetmeden önce, yazıma koyduğum başlığa bir açıklık getirmek istiyorum. G. Hiddink’i bilirsiniz hepiniz. Teknik adamlığı boyunca tertemiz ve doğru bir yolda, çizgisini kaybetmeden ilerledi. Başına geçtiği her milletten her takımın başarı tarihinde elbet ismi yer alır. Çok da şaşalı dönemler geçirmemiş olmasına rağmen futbolu seven ve bilen bir adamdır. Onunla çıktığımız bu yolda, bizlere hala, bizden önceki o temiz yolun aynı teknik adamı olduğunu gösterdi.


Maç öncesi, sırası ve sonrasında devamlı olarak kadro seçimindeki yanlışlardan yakındım. Herkesin Ömer seçimine endişeyle yaklaştığını tahmin edebiliyorum; ben de öyleydim zira. Fakat bunun yersiz olduğunu görmüş olduk, en azından bu karşılaşma için. Aslına bakarsanız başlı başına canımı sıkan, Nihat ve Sabri’nin oyun anlayışları. İkisinin de ne derece bencil oynadığının farkındayım tabii. Sabri’nin hedef tutturmadaki başarısızlığı dillere destan! Nihat’ın ise Beşiktaş gibi bir kulübün zengin kadrosunda yer alıyor olmasını hoş karşılamıyorum. İkisi de saygı duyduğum futbolcular ama oyunlarından memnun değilim! Peki ya Tuncay’a ne demeli? Sizce de Tuncay bu takımın ‘hala’ 10 numarası olmayı hak ediyor mu? Ben bu duruma biraz şüpheyle bakıyorum. Onur iyi ve başarılı bir kaleci, ancak daha çok genç… Emre’nin oyun içindeki saldırgan tavırlarından hiç hoşlanmıyorum arkadaş! Hatırlatayım, bu hareketler her hakeme ve her futbolcuya geçmez, Emre’ciğim. Yol yakınken kendini toparla derim ben. Sence de öyle değil mi? Ve eklemek istiyorum. Diyorum ki Sayın Hiddink, Avrupa Şampiyonası’na hazırlanıyoruz. Ve katılabilmemiz için önümüzde büyük önem taşıyan maçlar var. Eğer o maçlara da bu kadro ile çıkmayı denersen, yolun henüz çok başındayken, kendini en sonda bulabilirsin. Zira bu akşamki gibi bir oyun, kadro ve oyuncu seçimleri, bizi bu şampiyonaya taşımaz, benden söylemesi!

Ayrıca bu maçın çok da tat verici olmadığını sözlerime eklemeden geçemeyeceğim. Bunu bağlayabilecek bir sebep de bulamadım ben. Zaten millilerimiz de maça önem vermiş olsaydı, kaçan goller çok olurdu. Yapmayın arkadaşım, zorlu bir şampiyonaya hazırlanıyorsunuz. Bu kadar salaş ve isteksiz futbol sizi iyi yerlere götürmez. Hadi iyi yeri de geçtim, olduğunuz yerden ayrılamazsınız. Biraz istek, biraz aşk, heyecan be çocuklar! Futbol bunların içinde güzel.

Skora gelecek olursak, sürekli şikâyet ettiğimiz suni çim ve bu oyun anlayışı altında gayet yerindeydi. Bundan iyisi, Lionel Messi; o da bizde olmadığına göre, skoru sevmeli diyorum. Siz ne dersiniz?

Dipnot: Deplasmanlardaki kötü talihimizi de yenmiş olduk böylece, haydi hayırlısı dostlar! Yolumuz açık olsun çocuklar!

Al bi'de burdan yak!

1 yorum:

  1. sabri nin toplam oynadığı milli maç sayısı (21 yaş altı, 16 yaş altı vs vs hepsi dahil) emre belözoğlu nunkinden daha fazla.. gökhan gönül bu sıralarda neredeydi demek istiyorum..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...