Basketbol dolu iki haftayı geride bıraktık. 12 Dev Adamımız ilk mağlubiyetini final maçında alarak bir ilke imza attı, Gümüş madalya altı. "Bu benim son dünya şampiyonam" diyen takım kaptanı Hidayet de şampiyonanın en iyi 5 basketçisi arasına girerek ödül aldı. Müthiş duygu dolu anlar yaşattılar bize, tebrik ederim, öperim hepsini! :))
Ancak benim değinmek istediğim konu bu değildi. Kendimi örnek vererek söze başlayayım: Özel birkaç turnuva ve Fenerbahçe Ülker'in "mühim" maçları dışında basketbol izlemişliğim yok. Zaten itiraf edeyim, çok da sevdiğim bir spor değildir kendisi. Futbolun agresif olduğunu söylerler ama ben, basketbolu futboldan kat be kat agresif bulurum. Neyse, bu benim görüşüm elbette. Bu kadar az basketbol izlemiş olmamla birlikte dlim döndüğünce ve kalemim yettiğince şampiyonayla ilgili bir-iki çiziktirip sizlerle paylaştım, oh çok da iyi yaptım!
O değil de, farkında mısınız bilmem ama, son bir haftadır "herkes" basketbolsever kesildi başımıza. Tamam iyi güzel, buraya kadar bir sorun yok. Ama arkadaşım, hayatında ilk kez bu şampiyonada Türkiye'nin maçlarını izlemiş insanların, sırf bu aralr basketbol popüler NBA vs. gruplara katılmaları doğru mu? Ya da doğruluğunu geçtim, hoş mu? Ben resmen tiksindim bu olaydan! ayıptır, günahtır. He bir karar vermişsindir, bundan böyle takip edeceksindir basketbolu, ona sözüm yok işte-yürü derim arkandayım. Eğer görüşün bu yönde değilse de, yıllardır basketbola gönül vermiş insanlara yapılan bir ayıptır bu! Yol yakınken dönün çocuklar, ilgi alanlarınıza doğru.. Arabalarınızı sağa çektirtmek durumunda bırakmayın beni, ona göre!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder