22 Eylül 2010 Çarşamba

“Demir-el!”

2010/11 sezonunun ilk derbisini Pazar akşamı oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş maçı ile geride bıraktık. Yani öyle böyle değil, sahiden de geride bıraktık. Berabere biten derbi maçları kısmen de olsa “dostluk” havası yaratır. Gerçi Beşiktaş takımının dillere destan taraftar grubunun dostluktan bihaber olduğunu bir kez daha görmüş olduk ama ben onu es geçiyorum. Maçın değerlendirmesini yapmayacağım, sadece sizlerle biraz Volkan hakkında konuşmak istiyorum. Dün sahada gördüğümüz belki Fenerbahçeli Volkan idi ama onun hiç olmayan bir yanını öğrendim ben akşam, bir taraftar değil, milli futbol takımımızın sevdalısı olarak…


Volkan’a bu soy isminin ne kadar yakıştığını dün bir kez daha anladım. Biliyorsunuz bir süredir sakat olduğu için sahalardan uzak kalmıştı. Derbi maçına çıktı çıkmasına ama bir yandan sakatlanma ihtimaline karşı Serkan Kırıntılı hazırlanıyordu. Direnci ve oynama azminin yanında yüzünden eksik olmayan o acı ifadesi onu daha yakından tanımamızı sağladı. Volkan bize derbi gecesi, forma aşkının ne derece büyük olduğunu gösterdi!

Tabii Volkan’a Fenerbahçe’de durmadan yakındığım ve kötü bulduğum defansın katkısı büyük oldu. Adeta dün sahada devleşti hepsi, 11 dev adamdılar benim gözümde!

Maçta yanlış bulduğum tek şey Volkan’ın penaltıyı getiren hareketiydi, buna hiç lüzum yoktu oysa. Bir de Cüneyt Çakır sarı kart konusunda fazla cimriydi. Bence kartı hak eden daha fazla pozisyon ve futbolcu vardı…

Dedim ya işte, bir derbiyi daha geride bıraktık. Bu maç bana çok manevi açıdan çok şey kazandırdı. Futbolun sadece futbol olmadığını bir kez daha anladım. Sanırım herkes gereğinden fazla stres yapmıştı. Olaylar da çıktı elbet yadırgadığımız, güçlü güçsüz ayrımı yapıldı, sakatlar çoğaldı bir de. Sözü dönüp dolaştırıp önce Aykut hocaya, sonra yine Volkan’a getirip yazımı bitireyim diyorum.

Eğer dün akşamki maç Fenerbahçe’nin 3 puan kaybıyla bitseydi, işler Aykut Kocaman açısından zora girecekti. Gitsin mi kalsın mı konuşması yapılacaktı hatta kulislerde, gizli bir takım hesaplar olacaktı. Ama olmadı. Gole bile sevinemeden, her dakikasını pürdikkatle izlediği maçtan ezilmeden çıktı Aykut hoca. Belki skor kulağa hoş gelmeyebilir ama maçı izleyenler, Fenerbahçe’deki futbolcuların ne derece kaliteli oynadığını zaten anlamışlardır. Tabi eğer geçen sezonlara bakacak olursak, bu maç bir kayıp Fenerbahçe açısından, Beşiktaş’ın seviniyor olması gayet normal. Şimdilik böyle oldu, bir klişeyi kullanarak, önümüzdeki maçlara bakacağız diyorum.

Sözü Volkan’a getireceğim dedim, unutmadım. Salı akşamı düğünü var bizimkinin. Gelin alıyoruz anlayacağınız, baya da güzel hani kızımız. Ne alaka? Diyeceksiniz ama akşamki forma aşkından sonra taraftarından bir kutlamayı hak ettiğini düşünüyorum. Mutluluklar Demir-El!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...