16 Eylül 2010 Perşembe

"Fenerbahçe'yi Nasıl Yaşıyorsun?"

Kışın nefes kesici zamanları dışında, odamın penceresi açık yatarım ben. Esen rüzgar iyi gelir başta, gece dördü geçti mi üşütür inceden-bilirsiniz. O vakitlerde Fenerbahçeli battaniyeme daha sıkı sarılırım. Sabahları güneş "çat" diye yüzüme vurduğunda Fenerbahçeli nevresimle kaplı yastığımla başımın yerini değiştiririm. Sarı lacivert saatim hiç şaşmaz, 7de çalar yine; ertelemek büyük keyiftir! Varolan sorumluluklar insanı uyurken asla rahat bırakmaz. Güne lanet ederek yataktan kalkıp, Fenerbahçeli terliklerimi giyerim. Üzerinde 6 Kasım hatırası olarak Serhat-Tuncay ikilisinin fotoğrafının bulunduğu kupa bardağımda nescafemi içerim. Ilık bir duş sabahın köründe ancak beni kendime getirir. Bornozum elbette Fenerbahçeli! Ardından üzerimi değiştirip, Fenerbahçeli diş fırçam ile haşır-neşir olurum. Durum okulda da değişmez. Kolumda Fenerbahçeli bilekliklerim, Fenerbahçeli kalemim, silgim ve defterim var, her an yanımda olan. Eve döndüğümde de bu döndü devam eder. Bilgisayar masamın yanındaki duvarın bir tarafında Atatürk ve Fenerbahçe, diğer tarafında bizim fotoğraflarımız vardır. Çalışma masamda da her şey sarı-lacivert. Kalemliğim, içindeki kalemler, sandalyem vs.
Hele mevsim yaz oldu mu, tadından yenmez bir hal alır bu durum! Yazlıktaki odam bir futbol cenneti! Duvarda asılı Barcelona ve imzalı Fenerbahçe formaları, posterleri, futbol topları falan... Güneşi pek sevmem, zaten alerjim var. Fakat yazın denize sarılmadan olmaz, elbette Fenerbahçeli plaj havlum ve çantam yanımda! Öyle alışkınım ki bu renklere, olmazlarsa olamam sanki. Birlikte öleceğimizi tek hissetiğim Fenerbahçe benim. Her yer sarı-lacivert, her şey Fenerbahçe...

Bir arkadaşımın, "Fenerbahçe'yi nasıl yaşıyorsun?" sorusuna cevap olarak yazdım bunu.

Fenerbahçe dünyanın en güzel ve hiç bitmeyecek olan hastalığıdır der ve susarım şimdilik. Aslında anlatılacak öyle çok yanı var ki.. Bunlar yalnızca sevginin somut olan tarafı. Bir de soyutu vardır ki, ah anlatmaya kelimeler yetmez! Eğer olur da bir gün yetiştirirsem, paylaşırım can'larım. :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...