16 Eylül 2010 Perşembe

Şampiyonlar Ligi Bambaşkadır!

Evet ben oturdum sakinleştim ve Şampiyonlar Ligi'ndeki Bursa değerlendirmesi yaptım. buyrunuz okuyunuz efenim.
Geçen sezonun son maçında Bursaspor’a karşı tarifi imkânsız bir kızgınlık duymaya başlamıştım. Henüz bu durumu aşmış değilim tabii. Ayrıntıya girip geçen sezonu hatırlamak ve hatırlatmak gibi bir niyetim yok elbette. Fakat şunu söylemeden geçemeyeceğim, Bursa kupayı şahlanaraktan kaldırırken ben bu konuda olur olmaz yorum yapan herkese bunu diyordum: şampiyonlar ligi bambaşkadır! En nihayetinde de öyle oldu tabii, daha başlangıçta rengini belli etti bizimkiler. Tırnak içinde söylüyorum, taraflı tarafsız kimse kızmasın bana, sert eleştireceğim Bursa’yı. Zira Beşiktaş’ın saçma bir şekilde yenilmesiyle kupa kaldırmak, lige iyi başlamak ya da her neyse ile şampiyonlar liginin gemisi yürümez, benden söylemesi! Bakın Fenerbahçe’ye, sizin dilinizden düşmeyip “çerez” dediğiniz Young Boys’a elenerek kendi ayağını kaydırdı. Gerisi kendiliğinden geldi zaten…


Maça dönecek olursam, dün akşam sahada oynayan bir Bursasporlu gören var mıydı? Ah, çok pardon! Volkan dışında tabii ve bir de, kalecileri. Hakkını yemeyelim, adam hayatınız boyunca bir daha asla göremeyeceğiniz kadar basit goller yedi. Devler liginde boy gösteriyor ne de olsa, yeridir!

Valencia’nın da çok iyi oynadığını söyleyemeyeceğim, oldukça vasat futbolla bu maçı aldıkları için şaşkınım sadece. Ama hata bizimkilerde, dakika 80 sen 3-0 gibi bir skorla geridesin ve kendi sahanda pas yapıyorsun. Niye? Daha ne kadar gelir sanıyorsun o futbolcular senin sahana? Hayır, anlamıyorum şunu, zaten geridesin ve beraberlik bile mutlu edecek seni. Öyleyse atak yapsana arkadaşım, en fazla kaç gol yiyebilirsin daha? Dün daha hiç de organize olmamış bir Bursaspor vardı, içten içe üzüldüm aslında… Maçta tek beğendiğim, Bursaspor’a gönül veren taraftarın hoş görüntüsüydü, içimizi açtı, ne güzel oldu…

Bursaspor’a: İşte Şampiyonlar ligi bambaşka bir şeydir, daha yolun en başında bunu görmüş oldunuz. Öyle Ertuğrul hocanın dediği gibi, iki takımın da 11 kişi olmasına bakmaz bu işler. İspanya’nın düzeyi senden düşük bir takımına karşı oynuyorsun ama baskı kurmuyorsun. E o zaman niye çıktın maça? Pardon, hiç mi izlemediniz İspanya futbolunu? Öyleyse söyleyeyim ben size, İspanyollar orta saha adamıdır. Eğer orta sahanızda bir açıklık ve dengesizlik yakalarsalar, vay halinize! Bir de öyle güzel paslaşırlar ki, bu tüm La Liga takımları için geçerlidir. En etkili silahları prestir. Maçı aldıklarını düşündükleri an, bir kopuş sezersiniz; işte o sizin atak yapmanıza imkân tanıyan tek andır! Baskı sizin elinizdedir ve maçı lehinize çevirebilirsiniz. Tabii tüm bunları sizin biliyor olmanız gerekiyordu… Neyse, henüz kaybedilmiş bir şey yok, daha önünüzde oynayacağınız 5 maç var. İzleyip göreceğiz neler olacağını…

Şampiyonlar Ligi’nde Messi Fırtınası!

Evet, fırtına bu adamı tanımlamak için başka bir söz bulamıyorum! Adeta topla oynayıp, rakibi sahaya gömmekten zevk alıyor bu adam! Biz de onun futbolundan tabii. Söz konusu Devler Ligi olurda, Barca’dan bahsetmeden geçebilir miydim •? Dün akşam Barcelona ikisi Messi’den gelen 5 golle Panathinaikos’u 5-1 yenip, şampiyonaya müthiş bir hızla başladı. Barcelona’yı her izlediğimde, futbolun sadece “futbol” olmadığını anlıyorum, bu da büyük bir keyif veriyor doğrusu! : ))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...