18 Temmuz 2010 Pazar

Bu Aşk Hiç Bitmez!



Kendimi bildim bileli hafta sonları babamın en küçük kızı olarak onunla oturur, adamların top peşinde koşmalarını izlerdim. Her hareketin ne olduğunu, sonucunun ne getireceğini bir bir açıklardı babam. Top karşı takımın ağlarıyla buluştu mu da, çığlık kıyamet bağırırdı. Anlamsız gelmezdi ama şaşırdım, ne yalan söyleyeyim. Aradan zaman geçtikçe iyice hoşuma gitmişti futbol. Babam bununla da yetinmemiş, kombine yapıp bir de maçlara götürmüştü beni. En çok hangi rengi sevdiğimi sorsalar, elbet cevabım sarı lacivert oluyordu, bugüne dek hiç değişmedi zevkim. Çocukluğun o meşhur sorularından biri de “büyüyünce ne olacaksın”dır. Bunu soranlara kadın ama sıradan bi kadın değil, futbolcu kadın olacağım derdim. Çocuk işte der, geçiştirirlerdi.
Küçüklüğümden başlayan Fenerbahçe aşkı gün geçtikçe bir tutkuya, tapınmaya, fanatikliğin koyuluğuna, yaşam tarzına doğru yol aldı. Şimdi hayattaki vazgeçilmezlerimi sorsalar ikinci sırada futbol, futbolun alt basamağında da Fenerbahçe gelir. Bu bundan sonra da böyle devam edecek.
Canım, kanım, hayatım pahasına seviyorum Fenerbahçe’yi. Bu öyle büyük bir tutku, öyle büyük bir aşk ki... Dilinden ancak Fenerbahçeli olanlar anlar.
Bugün Fenerbahçemizin doğum günü. Bu, benim onunla geçirdiğim, yenildiğinde ölürcesine ağladığım, yendiğinde ertesine güne konuşacak kadar bile ses bırakmadığım, yanlışını gördüğünde kızdığım, doğru her hareketinde göklere çıkardığım, bir an bile hiçbir konuda umutsuzluğa düşmediğim, renklerine taptığım ve ondan haber almadan tek bir gün bile geçirmediğim, 17. Yılım. Ve ben nefes aldığım sürece, ona olan paha biçilmez aşkım devam edecek. Bu hiç kimse de görmediğin ve asla da göremeyeceğin karşılıksız bir aşktır. Dedim ya, dilinden ancak Fenerbahçeli olan anlar!
Artık yeni transferlerden favorim olanın formasını alıp, Fenerbahçeliler gününde kutlamalara onunla katılmam alışkanlık oldu. Yarın da M. Stoch formamı giyip kanı, canı, kalbi, ruhu, tüm hücreleri sarı lacivert için çarpan-akan herkesin arasında, kutlamalara katılacağım. Bugün kanım olduğundan daha fazla, SARI - LACİVERT akıyor! Bugün daha büyük hissediyorum Fenerbahçeli olmanın gururunu!


‘Fenerbahçeli olmak, bir ayrıcalığa sahip olmaktır ve o ayrıcalık Fenerbahçeli olmaktır.
Fenerbahçeli olmak, kendi canından, kanındanmışçasına bir topluluk içinde çubuklu formayı gördüğünde gözlerinin dolmasıdır.
Fenerbahçeli olmak, nefes almak gibi, yaşamak gibi, canım gibi…
Fenerbahçeli olmadan bu sevgi anlaşılmaz, Fenerbahçe olmadan da hayattan zevk alınmaz bilen bilir.
Fenerbahçe dünyanın en güzel ve hiç bitmeyecek olan hastalığıdır. ‘


Ne mutlu Fenerbahçeliyim diyene ve onu içinde hissedene!
Dünya FENERBAHÇELİLER günümüz kutlu olsun!

Atam izindeyiz, biz de Fenerbahçeliyiz!

“1907’de doğdu aşkımız, Sarı-Lacivert renkleri oldu şarkımız, sporun her dalında bizim şanımız, hiç bitmedi bitmeyecek bizim aşkımız!”

“Bütün dünya üstüme gelse ne fark eder, senin için ölmeye değer FENER!”

“Gülersem sevincim, ağlarsam gözyaşım, ölürsem toprağım ol FENERBAHÇE!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...