25 Şubat 2012 Cumartesi

Halis Muhlis Kâhya



Maçta bir kahyaya değil, hakeme ihtiyacı vardır futbolun.

Nasıl futbolcular maça kendi renk ve taraflarını belli eden formalarla çıkıyorlarsa, bence artık hakemler de öyle çıkmalı.

Hoş, çıkmasalar da renklerini o doksan dakika içinde belli ediyorlar.

Kimisi çok renkli, “halis, öz renkli” hem de. Kimisi bir rengin çocuğu. Çoğu da tek rengin düşmanı.

Her hafta bir yeni derbi maçı yapıyor Fenerbahçe. Rakip takım değişmiyor elbette. Üzerinde hangi formanın, hangi renklerin olduğunun zerre kadar önemi yok. Maç öncesi poliste, maç esnasında hakemle, bir de rengini bilmeyen taraftarla, her hafta bir yeni derbi maçı…

Kazanıyor ya da kaybediyor, esasında işin bu kısmı da önem teşkil etmiyor.

Asıl önemli olan, top tutmanın sakal uzatmakla uzaktan yakından bir alakası olmadığı…

Ya da beyazlayan saçların, bir çeşit saha için mücadelesinin kanıtı anlamına gelmediği…

Yapmayın, etmeyin. Yazıktır bu taraftara, çektiğine, döktüğü gözyaşına yazıktır.

Bitmek tükenmek bilmeyen aşk, asla bir futbolcuya ait olamaz. Ne de bir teknik adama… Olsa olsa taraftarındır o aşk. Sefasında yanında olduğu gibi, cefasında da ardında duracaktır.

Ne yazık ki olması gerekeni sahada ya da düzelteyim, deplasman sahalarında uygulayamıyor Fenerbahçe. Asıl onur mücadelesi taraftarındır.

Karda kışta yollarına düşen, saatlerce kuyrukta bilet bekleyen, gecenin yarısına kadar adliye önlerinde bekleyen, deplasmanda yalnız bırakmayıp maça alınmayan, konumu bir olduğu halde şereften yoksun birtakım taraftardan küfür yiyen; ama tüm bunlara rağmen pes etmeden, her yerde Fenerbahçe için mücadele veren taraftara aittir bu onur. Arma taraftarındır. Renkler onların, mücadele, azim, inanç…

Sana yıllarını, yollarını vermiş taraftar için doksan dakika mücadele etmek zor gelmemeli sana. Gelse bile, bindiğin arabaların, kaldığın evlerin, yediğin yemeklerin hakkını öde!

Kusura bakmayın, alınıp darılmayın.

Bu sefer canınız sağ olsun demeyeceğim. Çünkü ben bunu dedikçe, siz kulübede oturan bir avuç “mücadeleci futbolcu” olarak kalıyorsunuz. Çünkü sebebi her neyse, “Kocaman gururumuzun sahibi” sizleri sahaya sürmüyor. İstemiyor belki de, çabuk pes ediyor. Ve bir şekilde, “Kocaman mücadelemizin mimarı” olamıyor.

Kendinize gelin beyler!

Adı her neyse, şikeyi “öz” be öz sahada yapan hakemlere, onların yandaşı rengi belirsiz rakip takımların taraftarına yenilmeyin.

Canımızdan can alıp, kendi canınıza ekleyin. Ama mücadeleyi bu yüce taraftara çok görmeyin!

Ek olarak şunu da bilmelidir o ya da bu takımın taraftarı: Düşmedi Fenerbahçe. Düşmeyecek! Sizin kirli sözleriniz bizi yıldırmayacak!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...