1 Temmuz 2014 Salı

Arjantin'den Bana Doğum Günü Hediyesi


Şu görüntü için can verilir vallahi, ne yalan söyleyeyim. Çok seviyorum şu Messi'yi. Hakikatten uzun zamandır görmediğim abim, mutlu olduğunu bilmek için can attığım biricik dostum, üzülmesine dayanamayacağım kardeşim gibi seviyorum. Abartmış gibi gözükebilirim ama bu adamın hikayesini, aşkını, azmini seviyorum. Giydiği forma da ne olursa olsun, sanırım hep destekleyeceğim onu.

Çoğu kişi kızıyor ona Arjantin forması altındayken. Yok çok bireysel, oynayamıyor, Barcelona dışında iş yapamaz vs... Belki çoğunda sizler haklısınız, bilemiyorum. Yine de Messi'yi ne zaman görsem sahada topla oynarken, gözüme küçücük bir çocuk görüntüsü geliyor. Sanırım o çocuğu bu denli seviyorum ben.

Maça geçersem, 2014 Dünya Kupası başından beri her ne olduysa, şu Arjantinimin maçını adam akıllı izleyemedim. Hep bir aksilik çıktı ve ya maçın ortasında televizyonu açabildim ya da yarısında kapatmak zorunda kaldım. Bu maçta da değişen bir şey yoktu, maç saatinin geldiğini maçın bitmesine 15 dakika kala fark edip koştum televizyon maçına...

Koşmasına koştum da, ağır adımlarla gitsem de pek bir şey fark etmezmiş doğrusu. Yahu resmen ruhum sıkıldı, o 15 dakika geçmez oldu bana. İkinci yarı başladığında, bir tık da olsa heyecanlanabildim. Lakin beni heyecanlandıran Arjantin değil, ataklarla ve çılgıncasına paslarla baskın yapan İsviçre idi. Özellikle de Shaqiri muazzama yakın performansıyla maç boyunca beni en çok etkileyen isim oldu. Kendisi için yapılan "yeni Messi" yakıştırmalarından hiç hoşlanmıyor olsam da, bu akşamki futbolunu takdir etmemem mümkün değil. Bu yakıştırmayı da, içinde "Messi" adı geçtiği için sevmiyor değilim. Ben sadece, kıyaslamalardan hoşlanmıyorum. İlla bir futbolcunun iyi olduğunu insanlara anlatabilmek için, onu bir başkasıyla kıyaslıyoruz. Bu durumda iyiliği falan kalmıyor o adamın. Ciddiyim. Ancak kıyasladığımızın sınırında iyi olabilir, ki bu da her isme haksızlıktan başka bir şey değildir.

Öte yandan maç esnasında gözüme takılan herhangi bir gereksizlik olmadı. Sadece, Ömer Üründül'ün "kaleye atsa gol olurdu" demek için ne kadar ücret aldığını çok merak ettim, hepsi bu.

Neticede, yarın benim doğum günüm. Ve doğum günü hediyem, maç boyunca "di Maria neden böylesin!" diyerek kızdığım adamdan geldi, asisti elbette ki Messi!

Böylece Arjantin, İsviçre'nin uzatma dakikalarında harikalar yaratan ve direncin Allah'ını gösteren performansı karşısında, bireysel gücü ve şansıyla çeyrek finale yükselmeyi başardı. Doğruya doğru, ben sevindim. Lakin futbolcu olsaydım, büyük ihtimalle maç sonu sevinemez ve ağlayan İsviçreli futbolculara sarılırdım.

Sanırım bu yüzden de benim gibi düşünenlerden futbolcu olmuyor.

Eh, uzun lafın kısası tebrikler Arjantin'e, geçmiş olsunlar İsviçre'ye ve iyi ki doğdunlar da bana geliyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...