4 Ocak 2012 Çarşamba

Aykut'un Özer Mücadelesi



3 Temmuz'un ardına sığındığından beri, hangi maçından beklenen sonucu aldı Fenerbahçe?

Hiçbirinden.

“Neden bir şeylerin ardına sığınıyor?” derseniz, ona cevap çok. Bunları konuşma vakti çoktan geçti. Büyük adamların geçen sene gerçekleştiremedikleri hedefleri, bu sene yolunda gidiyor. Bu yüzdendir ki beraberliğe sıkılıp mağlubiyete üzülmeye gerek yok.

Ortada bir hata varsa, onu tek kişiye mal etmek yapılacak en büyük yanlıştır. Ki ortada bir hata olduğunu hepimiz biliyoruz zaten.

En başından beri mağlubiyetine de, galibiyetine de tek kelime etmedim. Hatta öyle ki, Galatasaray yenilgisini bile kabullendim. Ama artık hatalar diz boyunu aştı, tahammül sınırının doruklarına ulaştı.

Böylece anlamış olduk ki, “canım cicim, aman Kanaryam, yenilsen de 3 Temmuz'dan biliriz” laflarıyla olmuyor bu iş. Biz, hataları göz ardı edip yenilgileri kabullendikçe uslanmıyorlar. Hataları eleştirmeli, yanlışları söylemeliyiz ki, bir şekilde kendilerine gelsinler.

Türkiye'de herkes Ordulu, Antepli, Beşiktaşlı, Trabzonlu olduktan sonra, kaybetmek gibi bir lüksümüz yok. Yapılması gereken tek şey, herkesin kendi işine bakması. %90'ının siyasetçi olduğu bir ülkede imkânsızı istediğimin farkındayım.

Üst üste gelen hatalar yüzünden takımı dibe batıracak değilim.

Evet, hala güçlü Fenerbahçe.
Hala her şeyden çok sevdiğimiz.
Hala heybetinden sığdıramıyoruz yere göğe.
Ve hala, bir şeylerin mücadelesini veriyoruz.

Neyin mi?
Aykut hoca Özer'in.
MHK, üzerimize saldığı hakemleriyle dibe batırmanın.
Futbolcular, arkasındaki taraftarın desteğini tüketmenin mücadelesini veriyor.

Böyle bir ortamdan zafer beklemekse, sanırım bizim hatamız.
Taraftarı, “onurunu”, armanı ve takımını düşünmüyorsan, kazandıklarını düşün.
Aldığının, kazandığının hakkını vermeli insan…

“üzerlerindeki” yükü bir kenara bırakırsak, sorulacak tek bir soru var.
Ne oluyor Aykut hoca?




2 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...