3 Mayıs 2013 Cuma

Bitti Rüya




Bazı anlar vardır, tekrar tekrar yaşamak istersiniz. Hiç bitmesin, sona ermesin, terk etmesin istersiniz. Ama bazı şeyler biter. Bitmelidir ya da tam karşılığı budur aslında.

Dile kolay, onlarca maç yapıyorsunuz. Yenilgiler, galibiyetler, beraberlikler. Tribünde yanan canlar, geçirilen krizler, akan yaşlar; sahada sakatlanan futbolcular, kaçan goller, penaltılar, direğe çarpıp kaleciye dönen toplar.

Caner Erkin ile başlayıp, Kuyt ile sona eren, uzun bir rüyaydı bizim için UEFA.

Esasında, bir şeyleri göze alarak çıktık biz bu yola. UEFA’dan bahsetmiyorum elbette. Lig şampiyonluğu, UEFA’da ya da CL’de yarışmak her sene olabilecek şeyler. Benim bahsettiğim bu uzun ve asla bitmeyecek olan sevda yolu.

Bazı sabahlara asla uyanmak istemezsiniz. Keşke dersiniz mesela, keşke futbolu bu kadar çok sevmeseydim. Keşke o penaltı kaçmasaydı. Sow’un kafası direğe takılmasaydı. Gökhan sakatlanmasaydı. Volkan sonra, Volkan keşke biraz daha isteseydi dersiniz. Ama yine de kızamazsınız. Kime kızabiliriz ki?

Kendi adıma konuşayım, bu seneye dair tek isteğim UEFA Kupası idi, olmadı. Üzüldüm mü? Ah hayır, üzülmek basit kalır. Tekrar aynı şeyleri yaşamayalım dedik, bu sefer gülsün yüzümüz. 2006, 2008, 2010, 2011, 2012, 2013. Son dakikalar, son saniyeler. Bir sevdayı en güzel tanımlayan şeylerdir sanırım.

Fenerbahçe’nin  UEFA macerasında belki eleştirilecek milyon tane şey vardır. Ben sadece içlerinden bir tanesini alıyorum. Baroni değil de, Webo kullansaydı penaltıyı, şu an belki çok başka şeyler yazıyor olabilirdim.

Hayatimin en güzel, bitmesini istemediğim tek rüyasıydı. Ama artik bitti, uyandık. Her şeye rağmen, yaşattığın her şey için teşekkürler Fenerbahçem…

Varsın bu sene Amsterdam sizin olsun. Bu sevda bizim gönlümüzde baki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...