8 Aralık 2011 Perşembe

Devletin Hayvanat Bahçesi



Tota olmadan, Galatasaray ile yapılan ilk derbiydi bu.
“İstenmeyen olaylar” yaşanmadı, saha içinde. Saha dışında mı? Orada kimin ne istediği belli değil zaten.
Biz Türkler öyle bilgiliyiz ki! Her konuda bir fikrimiz ve söyleyecek sözümüz var. 13 yaşındayızdır mesela, ama siyaset konuşuruz. Hem de öyle ballandırarak anlatırız ki mahalle aralarında, kırk yıllık siyasetçilere taş çıkartırız.
Biri çıkar, tarih içerikli televizyon dizisi yapar. Tarih profesörü oluruz bu sefer. Bütün savaşlar, padişahların “özel” hayatları, kıyafetleri, özlü sözleri… Hepsi bizden sorulur!
Ve her sezon derbiler olur, 7’den 70’e cinsiyet ayrımı yapmadan hepsi fanatik taraftar kesilir. Bildiklerinden ya da anladıklarından değil, sadece duydukları ve derbi saatinden belki de birkaç dakika önce öğrendikleri için taraftar olurlar üstelik. Sorsanız, futbolcu ismi bile bilmezler ama o gün ülkede bir şey popüler ya, elbette “bilgili” olacaklar.
Hayatında “imkânı olduğu halde” stat görmemiş, forma giymemiş insanların futbol ve takım sevgisinden, hele ki bilgisinden hiç bahsetmeyin bana! 3 Temmuz’dan sonra “Fenerbahçeli” ve “Beşiktaşlı” olanlar ya da Galatasaray’ın geçen seneki duraklama devrinde takımına sahip çıkıyor görüntüsü verenler de aynı kategoride benim için.
7 Aralık 2011, Çarşamba.
Yazın bunu bir yere. Tarih yazsın! UEFA Kupasının yanına, bir de o gün giyilen formaları eklesin Galatasaray. Şampiyonluk turu atılsın sahada -ki atıldı- Fatih Terim sözüm ona “2000 ruhunu” getirdi diye manşetler atılsın.
Sonra yanına eklesin not olarak. “Metris’te bir gece rahat uyumak isteyen” Başkanına verdiği sözü tutamadı Fenerbahçe’nin özgürlük savaşçıları! Bir tek buna üzülür, bir tek buna kızarım ben.
Aynı tarihe bir başka not daha yazılsın, bu kez altı çizili olsun. “Emek hırsızları, davetiye ile çıktıkları ligden başarısızlık ile düştüler!”
Yıllar sonra Galatasaray’ın Fenerbahçe’yi yenmesini bayram havası şeklinde karşılayanlar bir şey unutuyorlar; bizim olayımız Saraçoğlu’nda. Bizim rakibimiz TFF, UEFA. Galatasaray sadece Fenerbahçe ile oynadığı güne ismini verirken bizim için durum hiç değişmedi. Derbiden önce de, sonra da,“önce Fenerbahçe, sonra geri kalan her şey” dedik, demeye de devam edeceğiz.
Hayatım boyunca takımımın armasını taşıyan hiç kimseye hayvan demedim, biliyor musunuz? Demem de. Köpek diyemem mesela futbolcuma.Dersem ne mi olur? Derbi öncesi yenmek için dua edilip, derbiden galibiyetle ayrılınca o malum söz söylenir. Kızıp gücenirsiniz belki. Yapmayın, gücenmeyin. Etrafa saldırmadan önce, aşıları tam mı diye kontrol edin, önlem alın. Bu bize yeter!
Bu arada, yazı esnasında “biz Türkler” dedim ama Fransızlar darılmaz umarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...