Bir gün elinde bavulunla, çok sevdiğin bu şehri terk edeceksin.
Ağlayacaksın belki uzun uzun, düşüneceksin sonra. Saatlerce…
Saatler günlere çevirebilir kendini elbette. Gidişin öyle kolay olmayacak zira.
Bu şehre ait en çok neyi seviyorsun deseler, sarısını ve lacivertini dersin.
En çok da taraftarı özlersin. Kadıköy’ün coşkusunu bir de, armanın kalbinde bıraktığı derin izi sonra…
Gitmeyi çok da istemezsin, bilirim. Kadıköy’den çıkış yoktur elbet ama gidene çıkış kapısı bulmak zaruridir.
Futbolcusun en nihayetinde, onlarca takımın armasını taşımayı görev bilmişsin.
Ama hiçbiri, kalbini ısıtacak kadar derine işlemeyecek bir daha.
Kaybedip terk etmeler acıtmaz belki, ama başın yastıkla her buluştuğunda kelimelerin dizilişini şaşıracaksın.
Gitmelere gebe kalmalarınla, bir başka formaları terleteceksin muhtemelen.
Ama sevgin ilelebet tükenmeyecek, bileceğim.
Taraftarım en nihayetinde, üzülürüm ben.
Ağlarım belki de ardından uzun uzun. Kanayan yaralarımın merhemini kaybetmek zor olacak, sen de beni anlayacaksın.
Gözümden akan yaş, boğazımda tıkanan söz olacaksın.
Yeminimi omuzlarında taşımış bir efsane aynı zamanda. Bir devir…
İçinde “aşk” sözcüğü geçmeden anlatılabilecek tek aşktır Fenerbahçe, bileceksin.
Gittiğinde tükenmeyecek sevgin, eminim.
Aşk hiç biter mi?
Alex'in gitme ihtimali her aklıma geldiğinde aynı dizeler gelir aklıma.
YanıtlaSilgitmek çözecekse...
ve biri gidecekse...
buralar gitsin, sen gitme...
Çok çok güzelmiş...
YanıtlaSil