Kupa maçının grup ayağında olmayacak skorlar, goller, pozisyonlar izledik. Hayal kırıklığımı başlatan Fenerbahçe, kupaya artık tamamen küstüğünü göstermiş oldu. Olmuyorsa olmuyor, zorlamanın anlamı yok diyerek baştan resti çekti. Galatasaray iyi etti, hoş etti dedik. Sıra geldi “devler transferi” yapan Beşiktaş’a. Gülüyorum bakın, gerçekten bu satırları yazarken gülüyorum. Sebebini anlatacağım, az biraz sabır.
Taraftar olmakla taraftarı olduğun takımı “sevmek” arasında sahiden de fark varmış, zaman öğretiyor bunu. Taraftar olmak, bir başka takımın eksiklerini görerek ona çamur atmak değil, kendi takımın eksikleri nasıl çözebileceğini düşünmektir. Kaybettiğin maçta hakeme laf söylemek değil, oynamayan futbolcunla oynayanı ayırt edebilmektir. Taraftar olmak, futbol ve futbolcu kalitesini bilmektir arkadaşım! İki iyi transfer yaptınız, Fenerbahçe’nin miadı geçmiş Guiza’sıyla sağlı sollu dalga geçtiniz diye, “Oo büyüksün abi, iyi de taraftarsın he!”yi hak edecek değilsiniz! Devamlı olarak aynı şeyi söylüyorum evet, ama sabır falan yok artık bende. Zira dönüp dolaşıp aynı yere gelmemin sebebi de, taraftar bilinçsizliği. Ne diyorum, bunu ilerleyen günlerde sıkıca kaleme alayım öyle konuşalım. Şimdi hızlıca ileri sarıp maça dönelim…
Maç boyunca Beşiktaş’ın elde ettiği kadar pozisyonun yarısı Antep’te olsaydı, inanın bu maçın skoru bambaşka olurdu. Arkadaşım insan ayağına gelen topun bir tanesini bile mi kaleye atamaz? Yuh dedim kısaca ben, sahiden yuh!
Q7 ile başlayayım… Adam maç boyunca yerdeydi neredeyse. Ona buna çarpıp devamlı olarak düştü, sonunda da hakemden kartı gördü! Oh dedim, mis gibi oldu. Hiç kusuruma bakmayın valla, törpüleyemem bu maç için dilimi. Kalemime geleni yazacağım, kızan kızsın arkadaşım!
Sonra Bobo, Nihat bir de… Top sevmedi desem, sen isabetli atamadıktan sonra top nasıl sevsin? Anlayacağınız bu akşamki maçta isteksizdi Beşiktaşlı futbolcular. Bir hayli keyifsiz, tutuktular. İşime geldi doğrusu, çatır çatır oynayan Uğur Tülemen’imi izledim ben de, keyfime diyecek yoktu! Antep’in tam doksana gelen golü hiç beklenmedik ve bir o kadar da şıktı, alkışı hak etti.
Kazım’ı da söylemeden olmaz. “Kalede Kazım.” denildikten sonra hafiften bir irkildim ama bunun boşa olduğunu maç esnasında gayet iyi anladım. Kaleyi erken terk edişleri biraz hatalıydı ama maçı toparlamayı bildi. Kısacası, Antep’in istikrarını koruduğu avantajlı bir maç oldu. Beşiktaş’ın maça çok da önem vermediği için böyle isteksiz olduğunu düşünsem de, kızmaktan kendimi alamadım.
Maç esnasında düşünceli gözüken teknik adamın bir an evvel takımı toparlama sürecine girme konusunda istekli olduğunu gördüm. Maçı izlemeye gelen Yıldırım Demirören’in de Q7 hakkında ne düşündüğünü merak etmiyor değilim açıkçası… 26. dakikada gelen golle maçı 1-0 önde kapatan Antep, grup liderliğine oturdu. Kupanın grup maçlarında şaşırmaya devam edeceğiz anlaşılan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder