1 Ekim 2010 Cuma

Dia ve Niang’ı Kim Durduracak?

Spor Toto Süper Lig’in 6. Hafta kapanış maçı Kasımpaşa-Fenerbahçe arasında Ali Sami Yen Stadı’nda oynandı.


Fenerbahçe’nin bu maç için hazırlıklarını yakından takip ettiğimden olacak ki, pek de önemsemiyordum. Benim önemsemiyordum dediğime bakmayın siz, bu maç Fenerbahçe için oldukça önemliydi. Yeni sezonun Fenerbahçe’sinin deplasmanda ne kadar kötü olduğunu, oynadığı maçlardan ikisini kaybettiğini gördük. Şu sürekli kızdığım, “rakibe göre oynamak” klişesinin bu maç için geçerli olmayacağını düşünüyordum. Hazırlık maçlarını takip edenler de biliyorlardır, adeta gol yağmuru olmuştu sahada; Kasımpaşa karşısında neden olmasın diye de düşündüm elbette.

Dedim ya, üç puanla 6. Haftayı kapatacağımıza olan inancımla, bu maça çok fazla önem vermiyordum. Onun verdiği bir rahatlıktan olacak ki ancak 10. Dakikada geçebildim televizyon karşısına. Bir de ne göreyim?! Bizim, “keyif maçı” diye tanımladığımız karşılaşmanın henüz ilk çeyreği bile dolmamışken, Kasımpaşa, sonradan gördüğüm gayet fiyakalı bir gol atmış Şahin’in ayağından. İşte ben tam da bu dakikalarda, “eyvah!” dedim, “ne oluyorsun savunma?” diye bir de güzel çıkışarak savunmaya olan güvensizliğimi bir kez daha dile getirdim.

Henüz 6. Dakikada gol yedi diye maçı elinden bırakacağını düşünmüyordunuz herhalde Fenerbahçe’nin? Hani bıraktığı da oldu elbet geçtiğimiz sezon maçlarında ama bu kez çabuk toparlandı bizim çocuklar. Aslına bakarsanız bu penaltı gelmeseydi ve Dia’nın o muhteşem çıkışları olmasaydı skor ne olurdu, tahmin etmek çok da güç değil… Penaltı demişken, 15. Dakikada “hakkıyla” aldığı penaltı vuruşunu her zamanki gibi Alex ile kullanan F.Bahçe topu ağlarla buluşturarak beraberliği yakaladı. Eh, artık tanıdık birbirimizi. Defalarca söyledim, bıkmadan da söylerim arkadaşım! Eğer maç sonu beraberliğinden dolayı kullanılacak penaltılar değilse, maç esnasında alelade gelişen ataklar sonucu hataya düşen futbolcudan gelen penaltıları sevmem ben. Atılır, mis gibi de gol olur. Hele de beyaz noktadaki, topun başındaki, Alex ise. Ama sevmem işte ben. Bazıları göz zevkidir, toparlayıcıdır da kimi zaman. Aynı bu maçta olduğu gibi… Yine de bu görüşümün pek değişeceğini düşünmüyorum. Neyse, maça dönelim biz tekrar…

Ne diyordum? Penaltı geldi, Fenerbahçe beraberliği yakaladı. Dilim de, gözüm de alıştı Dia-Niang ikilisine. Peki, onlar bu skorla yetinir mi? Hayır. Öyle de oldu en nihayetinde. Bazıları bu maçın izleyenleri göz zevkinden mahrum bıraktığı görüşünde ama ben hiç de öyle düşünmüyorum. Zira öyle heyecanlı ve zevkliydi ki, beklemediğim kadar yüksek tempoda geçti. Diyorum ya, top bir o kalede bir bu kalede derken, dakikalar seksen civarını gösteriyordu. 4-2 öndeyiz ya, ağırdan alıyoruz kendimizi. Parantez açarak şunu da söyleyeyim, maçın bitimine sayılı dakikalar kaldı ve sen öndesin diye maçı ağırdan almak falan olmaz! Nerede kaldı bunun oyun ruhu, futbol zevki. Çıkar kartını hakemciğim, çıkar. Bunu yapan kim olursa olsun acıma kardeşim! “Aa, futbolun geleneğidir o!” diyebilirsiniz elbette ama bu benim görüşüm.

Dakika seksen beş civarını gösterdiğinde yavaş yavaş tribünler boşalıyordu. Dün sahada gördüğümüz, bir nevi Alman futboluydu diyebilirim. “Son dakikaya kadar maçı bırakmamak” budur!

Niang’ın golünü üçleyip hat-trick yaptığı maçta, Alex ligdeki gol sayısını 98’e yükseltti. Kaptandan lig bitimine kadar, bunu dümdüz ve leziz bir sayıya tamamlamasını bekliyorum açıkçası.

Başa dönecek olursam, dönemin en uyumlu transferi Dia ve Niang ikilisi şimdiden iyi işler yapıyor, yolları da açık bence. Biliyorum, birlikte daha çok gol atacak, galibiyetin öncüsü olacaklar belki de. “Bu takımda fark yaratacağız” demişlerdi, yüksek ışıkla sinyallerini vermeye başladılar. “Sonu Guiza’ya benzer”, “hiç gol atamaz”, “Fener’e faydası olmaz” diyenlere cevabın başlığı olsun bu şimdilik, bekleyip göreceğiz, göreceksiniz diyelim ve susalım. Ne dersiniz, “önümüzdeki” maçlarda Dia ve Niang’ı kimler tutabileceğini düşünmeye başlasa mı teknik adamlar? Hayır, ben henüz onları durdurabileni görmedim de, ön hazırlık olsun diyorum…

Ali Sami Yen Stadı bu hafta gole doydu, bunu da söylemeden geçmeyeyim. Baros ve Niang’ın hat-trickleri haftaya damgasını vurdu der ve burada bitiririm yazımı.

Dipnot: Maçı gayet günlük güneşlikmiş gibi yazdığıma bakmayın. 6 gol attık, 3 puanı da aldık diye gevşeyecek de değilim. Tam düzeldi dediğim anda savunmanın dengesizliği beni sarstı doğrusu, hiç hoşlanmadım bu durumdan! Aykut hocanın da benimle aynı görüştü olduğunu ekleyeyim. Bilica’ya karşı zaten sempatiden yoksunum, bir de üstüne Santos eklenecek sanki. Dün akşamki maçta yaptığı top kayıplarıyla çıldırttı beni, söyleyin ona toparlasın kendini.

GOLLER: Şahin (dk. 6), Ersen Martin (dk. 25) (Kasımpaşa), Alex (dk. 15 Pen. ve 90+4), Emre (dk. 21), Niang (dk. 24, 64 ve 90) (Fenerbahçe)



 
Dipnot2: Fenerbahçe hangi takımı yendi; Kasım-paşa, kaç gol attı; 6, toplam kaç gol oldu; 8: 6 Kasım'ın 8. yılı kutlu olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...