“Futbola başlamak” diye bir anım olmadı benim. “Futbolu sevdiğini ilk ne zaman anladın?” sorusuna verecek bir cevabım da yoktu, zira doğduğum pembe bir kundak değildi. Bildiğin sarısıyla, lacivertiyle Fenerbahçeli doğdum ben. Tıpkı Fenerbahçeli öleceğim gibi hiç değişmeden gün be gün artarak sevgim, aşkım, katlandı.
Onlarca adam geldi şu Saraçoğlu’na. Bin bir ümitle getirip, lanetle gönderdiklerimiz oldu. Bir de yapışıp kalanlar ve bırakamayanlar tabii. Futbol ilahını, Maradona’yı izleyecek zamanım olmadı ne yazık ki. Zidane’ı izledim ben. Onun futbolunu sevdim önce. Sonra yerine yenileri eklendi, tapındıklarım bile oldu! Saraçoğlu’na dönecek olursak, ismini saymakla bitiremeyeceğim on numaralarım vardı. Sırtında yazmayan on numara, taraftarın sevgisiyle kalbine kazınmış Fenerbahçeli futbolcularım oldu. Hepsini bir kenara ayırdığımda, gelecekte çocuklarımıza anlatacağımız zamanın en büyük dâhisi kalıyor bir tek geriye. Alex De Souza. Geçtiğimiz akşam oynanan Karabük maçıyla birlikte ligde gol atmadığı takım kalmadı, en çok asist yapan, gol atan; en zeki, en dirençli futbolcu falan. Tamam, buraya kadar her şey istatistiksel bilgi… Bir taraftar gözüyle Alex, bundan daha fazlası; inanın bana!
Kaptan Alex, 10 numara Alex, Kralex… İsmine eklenen sıfatlar sadece bunlar. Biz onu, saçlı saçsız, gollü golsüz, keyifli keyifsiz her haliyle sevdik. Yedek kulübesinde otururken izlediği maçlarda aradı gözlerimiz onu… Oturduğu yerden kaçan pozisyonlara lanet eden, taraftar ve futbolcu Alex… O bizim en değerlimiz, en eskimiz… Futbolumuzun beyni Alex, futbolumuzun dehası, örneği, asili. 20 numarayla sevdik biz onu, 10 numarayla çıkardığımız göğe heykelini diktik… Kim ne derse desin, isteyen kabul etmesin, x futbolcu Alex’e bin basar desin ve hatta o x futbolcu bassın Alex’e bin. İnanın Fenerbahçeli taraftarlar olarak söylenenlerle zerre kadar ilgilenmiyoruz. Şimdi bu satırları, onları temsilen yazıyorum… Bu sezon çok iyi diye değil, vakti geldi ve sezon sonunda anlaşması bitiyor diyeyse hiç değil. Sadece istediğim ve Alex’e eş değer bir sarı-lacivertli bulamadığım için yazıyorum bunları. Zamanı geldiğinde diğerleri gibi gideceğini bildiğim halde yazıyorum. Hiç bıkmadan ve usanmadan, Saraçoğlu’nda Alex nidaları atmaya devam edeceğiz! Zira bu aşk hiç bitmez…
Transfer olduğun günü dün gibi hatırlıyorum üstelik. Babam, “Alex geliyor!” dediğinde kocaman bir soru işaretiydin benim için… Geçtiğimiz aylarda babama, “Alex gidiyor…” dediğimde gözümden akan yaştın. Şimdi tüm bunları ve geçen zamanı düşündükçe içimdeki minnet artıyor senin için… Saraçoğlu’nda seni izlediğim, golünü izlediğim, senin için ve senin attığın golden sonra akıttığım yaşları düşünüyorum… Teşekkürler Kaptan, Teşekkürler Alex! Bana bu satırları yazdırabildiğin için, teşekkürler 10 numara!
Ne diyorduk?
Dahi anlamındaki “de” ayrı yazılır: Alex De Souza.
Ve Alex ile sonsuza…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder