Bundan on yıl kadar önce “hainliği” ne güzel tanımlamıştı
Mustafa Denizli, içimizdeki İrlandalılar diyerek. Dün akşam Fenerbahçe takımı
için sahada iki İrlandalı vardı. Hakem ve Meireles.
Meireles Türkiye’ye gelene kadar, futbolculuk kariyeri
boyunca hiç kırmızı kart görmemiş bir adamdı. Fenerbahçe’ye geldikten sonra,
henüz ilk derbi maçında tanıştı kırmızı kartla. Arma öptü, günü kurtardı.
Ardından, belki de Fenerbahçe takımı için en önemli sayılabilecek maçlardan
birinde, daha üçüncü dakikada rakibine tekme atarak, kırmızı kartla olan
ilişkisini geliştirdi. Gerek var mıydı? Asla. Meireles’in daha maçın ilk
dakikalarında yaptığı bu hareket, takım içi disiplinin sarsılma noktasında
olduğunun en somut örneği. Portekiz milli takımında, neredeyse takımın en iyi
adamı olan Meireles, Türkiye’ye gelince ne değişiyor? Ya da belki de asıl soru,
Fenerbahçe takımına “iyi, gol kralı, çok yetenekli” diye getirilen yabancı
futbolcuların %90’ı neden geldikleri ilk ayda kariyerlerinin son günlerini
yaşıyormuş gibi oynuyorlar?
Fenerbahçe takımı son birkaç aydır, bir boşvermişlik üstüne
oyun kuruyor. Oynaması gerekenler yedek ya da kadro dışı, oynamaması,
dinlenmesi gerekenler ısrarla her maç ilk 11.
Özellikle de Kuyt. Sözleşmesine, “her maç ilk 11 oynayacak”
gibi bir ifade konulduğunu düşünmeye başladım artık. Daha geçtiğimiz haftalarda
futbolcunun kendisi, formsuz olduğunu ve dinlenmesi gerektiğini söylemişti.
Buna rağmen Aykut Kocaman ısrarla oynatmaya devam ediyor. Bunun ne Fenerbahçe
takımına faydası olur ne de Kuyt’a. Biraz dinlendirilmeli, formunu yeniden
yakalayabilmesi için zaman verilmeli. Çünkü bu gidişat başta taraftar ve
Kuyt’ın arasını açacak. İlerleyen zamanlarda da Kuyt’ın bu takımdan gitmesine
sebep olacak.
Ne yapılmalı derseniz, ilk olarak Baroni yerine Salih
olmalı. Kuyt bir süre dinlendirilmeli, Mehmet Topal zaten Emre’nin boşluğunun
hiçbir zaman dolduramadığı için, formayı ona teslim etmeli.
Dün akşamki maç için söylenecek son söz, Bate iyi değil, Fenerbahçe
kötüydü. Artık Fenerbahçe takımının tek şansı, kendi stadında “seyircisiz”
oynayacağı maç.
Muthis bir yazi olmus...Alex'li gunler diliyorum!
YanıtlaSil