19 Mayıs 2012 Cumartesi
Bir Sevda Ki, Kocaman
Ne kadar çok severse, o kadar çok canı acıyormuş insanın. Ve ne kadar inanırsan, o kadar çok kanarmışsın işte.
Bir gözümün kapandığı anı hatırlıyorum, bir de bunları yazmak için açtığım anı.
Bu öyle garip bir histi ki. İlk kez gerçek anlamda öldüğümü hissettim.
Stat çıkışındaki kalabalık, yalpalayarak yürümeye çalışmam, Reto'nun gözyaşları, Volkan'ın orta sahada atak başlatması, etrafımda ağlayan binlerce Fenerbahçeli, insanları iterek arabaya ulaşma çabam, Alex'in kulübedeki korkusu ve bir ses. Tek bir ses, aşina olduğum bir koku ve tüm tanımlarından, duruşundan, tarihinden sıyrılan şampiyonluk maçı...
Yere düşüyorum. Türk polisi dediğiniz üniformalı kurşun sıkıyor havaya. Bana isabet eden biber gazı...
Sonra hastanede açıyorum gözlerimi. Uyandığımda hala ağlıyorum.
İlk kez şampiyonluğu kaybetmiyoruz, ama ben ilk kez ülkeme olan sevgimi kaybediyorum.
3 Temmuz'dan acı mı derseniz, elbette değil.
Önceden kurgulanmış şampiyonluklar acıttı mı diye sorarsanız, asla.
Ben hala, her gün 3 Temmuz 2011 Pazarının sabahına uyanırken, canımı feda etsem çok mu Fener yolunda?
Bunları yazdıktan az bir vakit sonra hastaneden çıkıyorum. Saat sabah üçe geliyor. Üzerimde hala Çubuklu formam var. Biraz tozlanmış, ama bir şey olmaz. Buradan çıkıp gittiğimde başım dimdik oluyor yine. Senin de öyle olsun Fenerbahçeli! Biz ne şampiyonluklar gördü varsın bu da gitsin. Onurumuza, rengimize ve sevdamıza zarar gelmesin yeter.
Zaten o malum günden bu yana, hangi sevincimizi dolu dolu yaşayabildik ki?
Deplasmandan defalarca galibiyetlerle dönen takımımızı karşılarken, kimin aklında başkanımız yoktu ki?
Çok zor günlerden geçtik. Adım adım zafere koştuk, pes etmeden, yılmadan, daima savaşmaya devam ettik.
Düştüğümüz de oldu üstelik. Saha içinde 30 milyonun dizine dikiş atıldığı, 20 milyonun ayağına kramp girerken, geri kalan 10 milyonun onları tedavi ettiği de oldu.
Gözlerimizi sislerle kapattıklarında dahi, karanlığın ardındaki ışığı, doğan güneşi görebildik.
Sazlı sözlü karşılamalar, halaylar türküler, kupalar şampiyonluklar değildi beklediğimiz. Bize şimdi şuanda Başkanımızı verseler, hepsinden daha değerli aslında...
Ne diyorsuk?
"Bazen hüzün vardır, bazen mutluluk. Fener sevgisinin adı konamaz! Ne kupa büyüklüğü ne şampiyonluk..."
Neler Var:
3 Temmuz 2011,
Alex,
Aykut Kocaman,
Aziz Yıldırım,
biber gazı,
Fenerbahçe,
polis,
Reto Ziegler,
Şampiyon,
Taraftar,
Volkan Demirel
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder