Forma onurdur. Bir azmin en somut örneğidir.
Forma terler, forma ağlar, forma yüce olup göklere çıkar.
Hakk’tan gelir forma, sonu Hakk’tır yine, geldiği gibi.
Rengi ne olursa olsun, şereftir forma, namustur. Her takımın forması kutsaldır.
Sen dünyanın en iyi futbolcusu olabilirsin.
Dünya devlerini dizgine getirebilirsin.
Sen ki, formanın en büyük adamı bile olabilirsin.
Goller atarsın, asistler yaparsın.
Attıkça sevinir, attırdıkça kral olursun.
Ama bir Metin Oktay olamazsın mesela, bir Lefter, bir Baba Hakkı olamazsın. Belki kariyer olarak ondan çok daha iyi olursun, ama onun taşıdığı formayı, onun gibi taşıyamadığın sürece, hiçbir şey olamazsın.
Sana, attığın golden sonra “sevinme” diyen olmadı.
Sevin, bağır, eğlen.
Ama Metin Oktay’ın formasına yakışır şekilde sevin.
O yüce adamların adım attığı sahada, onların giydikleri formayla sen hiç gocunmadan köpeğe yatabiliyorsan ve taraftar bunu görmezden gelip sadece sen gol attın diye sevinebiliyorsa, burada bir terslik var.
Kemikleri sızlıyordur Metin Oktay’ın. Ondan sonra gelenlerin, formayı böyle kullanacağını bilseydi, eminim hiç gitmezdi.
Canın daha da acıyacak Taçsız Kral. Sana yakışmayan şeyler oluyor sahada. Senin forman “köpek” oluyor golden sonra, senin arman “hiç” oluyor tribündeki bestelerden sonra. Yazıktır ki, takımın hala 11 kişi oynamayı öğrenemedi. Hakemleri yanına çekip, 12 olmayı sevdi onlar.
Ey taraftar!
Senin forman nereden geliyor?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder