28 Haziran 2011 Salı

Futbol Extra Dergisi

Futbol Extra Dergisi Temmuz sayısı bayiilerde! 


"Bambaşka Bir Futbol Diyarı: Büyüklerin kirli oyununu bırakın, gençlerin tertemiz dünyasına bakın!"

16 Haziran 2011 Perşembe

Yepyeni Haberler!

Biyiksizlar.com ve Futbol Extra Dergisi'ne kardeş geldi!
14 Haziran itibariyle yazılarımı Maraton.com.tr'den de takip edebilirsiniz.
O zaman ben size bir kolaylık sağlayıp link vereyim:
http://www.maraton.com.tr/haberdetay.asp?Newsid=142430

Bu benim Maraton'da yazdığım ikinci yazım. Dilerim keyifle okursunuz canlar! : )

6 Haziran 2011 Pazartesi

Belki de Yanlış Tercih



Geçtiğimiz sezon başımıza gelen talihsiz olay, tüm taraftarı yıkılmanın eşiğine getirdi. Futboldan anlamayan zihniyetlerin bile diline dolandı yaşadıklarımız, geçmişi özler olduk. Futbolu sadece yenilen takıma laf söyleme şeklinde bilenler vardı bir de, onlardan bahsetmek bile istemiyorum! Zorlu bir dönemden geçtik, daha da zoru bekliyordu bizi aslında.

Sezon başında en büyük transfer oldu Aykut Kocaman. Fenerbahçe’nin eski golcüsü, yeni golcüler yetiştirmek için geldi geçti takımının başına. Umut var mıydı? Hayır. Nasıl olabilirdi ki? Küsmüştük takımımıza, gözlerde yaş kalmamıştı sayesinde… Bir de yerli hoca rezilliği vardı ki ülkemiz futbolunda, anlatmakla bitecek gibi değil. Peki, bunca karmaşanın arasında nasıl olur da yerli hoca gelir dedik. Ve dediğimiz de yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Hepimiz kabul edelim, sezona berbat başladık! Avrupa’da içimize çektiğimiz havayı İstanbul’a verdik, turumuz o denli kısaydı yani. Uzun bir bocalama döneminin ardından toparlandık, Türkiye Kupasından elenişimize denk geliyor toparlanma dönemimiz. Sonra ne mi oldu? On binlerce insan hep bir ağızdan şükür ve minnet yağdırdı Aykut Kocaman’a. Maç esnasındaki kritik değişikliklerinden tutun da, bugüne dek kimsenin şans vermediği alt yapı oyunlarını oynatmasına kadar, mantığıyla ve duruşuyla Fenerbahçe’ye en çok yakışan adamlardan biri oldu. Ve en nihayetinde kupayı kaldırma sevincini de başta taraftarına, futbolcusuna ve kendisine yaşatmış oldu.

Buraya kadar her şey normal, iyi, güzel… Lakin işin “bundan sonrası” var ki, en zoru o aslında. Bir kere oluşturduğun takımı aynı sağlamlıkta tutmak zorundasın. Futbolcularını korumalı, yeni adamlarla desteklemelisin. Gidecekler listesi isabetli olmalı, zira gitmesi gerek çok futbolcu yok takımımızda. Sonra bir de, aynı istikrar ve azimle yönetmeye devam etmelisin takımını. Buradan bakınca çok zormuş gibi görünebilir. Ama bunlar,  Aykut hocanın yapamayacağı şeyler değildi. En azından ben öyle düşünüyordum. Ta ki Okan Alkan transferine kadar. Uzun zamandır takımda bulunan Okan, Fenerbahçe’nin en genç yeteneklerinden biri. Zaten sizler de kendisini tanıyorsunuzdur. İzlediğiniz kadarıyla da futbolunu hatırlıyorsunuzdur. Ama hala kim olduğunu çıkartamadıysanız, en güzel örneğiyle hatırlatayım size. Alex’e gol asisti yapan adam desem? Hatırladınız değil mi? İşte sen güzel, iyi, akıllı hocam Aykut, git böyle güzel yeteneklere sahip bir çocuğu ver Kayserispor’a. Hem de ne için? Orada biraz pişsin, maçlara ilk 11’de çıksın, daha çok oynasın diyeymiş. Bırakın, yapmayın yahu! Bu adam Alex’le antrenman yapınca mı daha iyi olur, yoksa Kayseri’de kalınca mı? Cevap oldukça açık bence. Sen Bekir’i bırak Gökhan Gönül’ün yedeği diye, hatta yanına Orhan Şam’ı da ekle, ama hepsinden daha iyi bir geleceğe sahip bu çocuğu yolla. Olacak şey mi! Bir de Gökay meselesi var ki, o konuya hiç girmeyeyim. Düşündükçe üzülüyorum zira.

Kocaman hayallerimizin umudu, Kocaman hayallerimizin gururu oldu. Şimdi ben yine oturmuş, senin kararlarını tartışıyorum kendi içimde. Sezon boyunca hangimizin haklı olduğunu göreceğiz. Gönül ister ki, Okan orada büyük işler yapsın. Ama sonu burada olacak o çocuğun, demedi deme! Fenerbahçe’de yetişen bir adamın başka yerlere gitmesinden hiç hoşlanmıyorum, gerçekten!

Belki de yanlış tercih yapıyorsundur Aykut hoca, ne dersin?

2 Haziran 2011 Perşembe

Bir U19 Takımı Yetişiyor!





Süper Lig’in bitişiyle ortam sakinleşti, futbol bitti diye üzülenlerimiz vardı. Evvela transfer dosyası en hızlısından açıldı. Fenerbahçe’nin zorlu mücadelesini şampiyonlukla taçlandırmasının hemen ardından Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılma hakkı, büyük transferler yapmaya zorlayacağa benziyordu onu. Ancak sadece Fenerbahçe değil, diğer lig takımlarımız da bu çekişmeli transfere ortak oldular. Yani anlayacağınız ortamın sakinleştiği, futbolun bittiği falan yoktu. Zaten 1 Haziran itibariyle futbol severlere kapılarını açan Copa America heyecanın bitmesine en başta engel olanlardandı.
Bir de milli takım maçları var tabii, onların heyecanı tadından yenmez! Benim asıl bahsetmek istediğim ise U19 milli takımımızın katılmış olduğu UEFA U19 Avrupa Şampiyonası Elit Tur maçları ve bu maçlarda gösterilen performanslar…
Geçtiğimiz günlerde Makedonya karşısında aldığımız 3-1’lik galibiyetin mimarı Muhammet Demir’den bahsetmek istiyorum öncelikle. Milli takım içinde bir yıldız gibi parlayan Muhammet, takımın bel kemiği aynı zamanda. Hızlı ve kontrollü çıkışlarını gollerle taçlandıran Demir, geleceğinin parlak olacağının en somut sinyallerini vermiş oldu.
Uzun zamandır takip ettiğim bir diğer isim olan Gökay Iravul’a gelecek olursam ise, onun için söyleyecek çok sözüm var aslında. Denizlispor’un çimlerinden kalkıp Fenerbahçe’ye gelen, geldiği gibi de takıma, abilerine, futboluna, oyun düzenine ayak uyduran Gökay, geleceğin Emresi, Nurisi ve hatta kıyaslayamayacağım birçok futbolcusu. Yetenekleri bir yana, orta saha zekâsını maç içinde çok iyi kullandığı gibi tam bir takımadamı Gökay. Böyle genç bir yeteneğin Fenerbahçe bünyesinde bulunuyor olmasından duyduğum gurur ve mutluluğu tahmin edersiniz.
Antalya’da yapılan maçların ilkinde maça takımla başlamayan, ancak ikinci maçta formayı ta en başından kapan futbolcularımız için de söylenecek çok söz var. Ama ben özellikle şunu söylemeden geçemeyeceğim, bu çocukları izlemeyi gerçekten çok seviyorum! Bir Almanya U19 milli takımı mesela, şimdiden Alman futboluna yıldızlar büyütüyor. Gelecek senelerde  bizlerin yetiştirdiği bu çocukların daha neler yapacağına hep birlikte şahit olacağız. Asıl önemli olan, daha bu yaşta istikrarını ve disiplinini bozmadan böyle önemli maçlarda forma kazanmış olmaları.
Ben hepsini yürekten kutlayıp, başarılarının devam etmesini diliyorum. Hepsi oynasınlar, hep oynasınlar, bizler de güzel güzel futbollar izleyelim. Çıkarsız, kavgasız, dürüst ve temiz futbollara ihtiyacımız var zira…


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...